16 Kasım 2011 Çarşamba

Avrupa Birliği ve Türkiye Eğitim İşbirliği

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin 40 yılı aşan uzun bir geçmişi bulunmaktadır. 1959 yılından bugüne kadar uzanan bu sürede, ilişkiler inişli ve çıkışlı bir seyir izlemiş, dönemsel olarak kesintiye uğramış ve Türkiye'nin adaylık statüsünün kabul edildiği 2000'li yıllara kadar gelinmiştir. Bugün, Türkiye'nin Avrupa Birliğine tam üye olarak katılması öncesi süreç yaşanmaktadır.



Avrupa Birliği ve Eğitim


Eğitim ve kültür, üye ülkelerin sorumluluk ve yetki alanındadır. AB düzeyinde yapılan çalışmalar, üye ülke politika ve uygulamaları arasında eşgüdümü sağlamak ve ulusal politikaları tamamlayıcı nitelikte bazı faaliyetler düzenlemektir.  Bu nedenle, bu fasıl altındaki bağlayıcı müktesebat da fazla değildir. Ancak, AB ölçeğinde benimsenen kültürel çeşitlilik, eğitimde ayırımcılığın önlenmesi gibi genel ilkelerin siyasi etkinliği vardır.


AB'nin ilk kuruluş döneminde, ekonomik uyum fikri ön plandaydı. Bu dönemde, ekonomik uyum bağlamında yapabileceği katkılar nedeniyle mesleki eğitime ağırlık verilmiş; diğer eğitim faaliyetleri ise, Avrupa Konseyi platformuna bırakılmıştı. 1970'lerden itibaren, AB içinde sosyal boyut önem kazanmaya başladı. Eğitim bunun bir aracı olarak görülmüştür.

1985'de Adalet Divanı'nın verdiği Gravier Kararı , AB eğitim politikasında bir dönüm noktası oldu. Divan, kararında mesleki eğitim kavramını, yüksek öğretimi de içerecek şekilde geniş biçimde yorumladı. 1986'dan itibaren çeşitli Topluluk programları hayata geçirildi ve 1992'de eğitim, Maastricht Antlaşmasının bir parçası haline geldi.

Lizbon süreci çerçevesinde, 2001'de eğitim alanında ortak hedefler belirlenmesi için ilk kez siyasi uzlaşı sağlandı. 2002'de Eğitim ve Öğretim-2010 adlı bir Eylem Planı kabul edildi. 2003'de Eğitim Bakanları Konseyi, eğitim alanında 5 performans kriteri kabul etti.

Bunlar;
1- 2010 yılına kadar, tüm üye ülkeler eğitimini terk edenlerin oranını,  % 10 AB ortalamasına veya daha altına çekebilmek için, 2000 yılında kayıt edilen ortalama üzerinden en azından yarıya indirmek zorundadır.
2- 2010 yılına kadar, tüm üye ülkeler, %10 veya daha azlık AB ortalamasına ulaşabilmek için, matematik, fen ve teknoloji mezunları arasındaki cinsiyet dengesizliği oranını 2000 yılında kayıt edilen ortalama üzerinden en azından yarıya indirmek ve aynı anda toplam mezun sayısında önemli ölçüde artış elde etmek zorundadır.
3- 2010 yılına kadar, tüm üye ülkelerin, AB'deki en azından orta öğretimini tamamlayan 25-64 yaş grubu ortalamasının % 80'lere ya da daha üzerindeki oranlara ulaşmasına katkıda bulunmaları gerekmektedir.
4- 2010 yılına kadar, okuma, matematik ve bilimsel okuryazarlıkta başarı seviyeleri düşük olan 15 yaşındaki kişilerin yüzdesi her Üye Devlette en azından yarıya indirilecektir.
5- 2010 yılına kadar, hayat boyu öğrenmeye katılım oranı AB düzeyinde çalışan yetişkin nüfus için en az %15 (25-64 yaş grup) olmalıdır ve hiçbir ülkede %10'dan az olmamalıdır.

AB genelinde Lizbon Stratejisi hedeflerine ulaşmak için ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, başta istihdam ve sosyal güvenlik olmak üzere ciddi sorunların devam etmekte ve elde edilen başarılar yetersiz kalmaktadır. AB Komisyonu Lizbon stratejisine tekrardan işlerlik kazandırabilmek amacıyla üye ülkelerin güçlü ekonomik büyüme ve daha fazla, daha kaliteli istihdam olanakları yaratma hedeflerine odaklanılmasını istemiştir. Söz konusu iki hedefe ulaşmak için belirlenen reformlar alanları şunlardır:

  • Etkin bir tek pazar oluşturulması

  • Serbest ve adil ticaret ortamı sağlanması

  • Mevzuatların daha iyi hazırlanması

  • AB alt yapısının iyileştirilmesi

  • ARGE yatırımı yapılması

  • Yenilikçiliğin desteklenmesi

  • Güçlü bir sanayi tabanı oluşturulması

  • Daha iyi ve kaliteli istihdam yaratılması

  • Daha esnek ve uyumlu bir işgücü oluşturulması

  • Eğitim ve yeterliliklerin güçlendirilmesi


Özetle, diğer Lizbon hedefleri gibi, eğitim alanındaki hedefler üye ülkelerin inisiyatifiyle Topluluk düzeyine taşınan, uygulanan bir temelde takip edilmektedir. Ayrıca, "Açık İşbirliği Yöntemi" (üye ülkelerin bir araya gelerek, örnek uygulamalarını, tecrübelerini paylaştığı ve bunları birbirlerine aktarmak üzere işbirliği yaptığı mekanizma) uygulamaları yaygındır.


AB'ne üyelik bakımından "Eğitim ve Öğretim 2010" çalışmalarına katılım ve uygulamalarına uyum önem arz etmektedir. Her ne kadar eğitim, öğretim, gençlik ve kültür alanları genel olarak üye ülkelerin kendilerine bırakılmış olsa da ulusal politikaların uyumlaştırılması ve açık eşgüdüm yöntemi aracılığıyla paylaşılan hedeflere ulaşılması ortak amaçtır. Bu bakımdan, Avrupa seviyesinde eğitim ve öğretim politikaları konusunda bir işbirliği çerçevesi geliştiren "Eğitim ve Öğretim 2010" programı önemlidir.

2006 yılı İlerleme Raporu Eğitim bölümünde Türkiye'nin Eğitim Öğretim 2010 Çalışma Programı Koordinasyon Grubunun ve bazı alt grupların çalışmalarına aktif olarak katılmaya başladığının belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, Lizbon Stratejisine ilişkin çabaların, özellikle Hayat Boyu Öğrenme alanında devam etmesine ihtiyaç bulunduğunun vurgulanması, ülkemizin Lizbon , Kopenhag (Helsinki Bildirgesi) ve Bolonya süreçlerini yakından takip etmesi ve uygulamalarını üye ülkelerde oluşturulan yapılanmalara benzer şekilde yürütmesi gereğini ortaya koymaktadır.

2007 İlerleme Raporu Eğitim kısmında, Türkiye'nin, Mesleki Eğitim ve Öğretim Kredi Transfer Sistemi (ECVET) için bir çalışma grubu oluşturduğu; Hayat Boyu Öğrenim Programı açısından ise önemli bir gelişme sayılabilecek ulusal yeterlilikler sisteminin kurulması çalışmalarını başlattığı ifade edilmiştir. Bu yöndeki çabaların gelecek yıllarda yetişkinlerin hayat boyu öğrenime katılımlarını arttırması beklendiği belirtilerek, eğitim, öğretim, gençlik alanlarında iyi ölçüde ilerleme kaydedildiği ve Türkiye'nin, Lizbon stratejilerine uyuma devam etmesi gerektiği kaydedilmektedir.




Eğitim Alanındaki Topluluk Programları ve İşbirliği Ajansları


Topluluk programları belirli bir süre için Topluluk politikaları ile ilgili belirli alanları kapsayacak şekilde AB üye ülkeleri ve aday ülkeler arasında işbirliğini teşvik etmek üzere uygulanan faaliyetler bütünüdür.


Vatandaşların, işletmelerin, sivil toplum kuruluşlarının, kamu kurumlarının Topluluk programlarına katılım imkânı mevcuttur. Aday ülkelerin mevzuatın uyumu ve uygulanması alanındaki çalışmalarına da Topluluk programları önemli katkılar yapmaktadır.
Topluluk programları, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi'nin onayı ile yürürlüğe girmekte ve programa ilişkin teklif çağrılarını yayımlayan ilgili Komisyon Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Programların bütçesi ise katılımcı ülkeler tarafından yapılan ödemeler ve AB bütçesinden sağlanan tahsis ile oluşturulmaktadır.

Programların önemli bir bölümü için başvurular doğrudan Avrupa Komisyonuna gönderilmekte ve değerlendirme bağımsız uzmanlar tarafından yapılmaktadır. Merkezi olmayan bazı programlar için ise katılımcı ülkede bulunan ulusal ajanslar yoluyla başvuru ve değerlendirme yapılmaktadır.

Topluluk programlarının temel amacı işbirliğinin geliştirilmesi olduğu için, başvuruların büyük çoğunluğunda farklı ülkelerden ortakların olması şarttır. Program bütçesinden sağlanan mali desteklerin önemli bölümü yatırım içermeyen projelere (kültürel faaliyetler, personel değişimi, araştırma projeleri, bilgi paylaşım projeleri gibi) verilmektedir.

Topluluk Programlarından olan Hayat Boyu Öğrenme Programını DPT'ye bağlı Ulusal Ajans yürütmekte olup, Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatı bünyesindeki personel ve öğrenciler gerek kurumsal gerekse bireysel bazda bu programdan faydalanmaktadır.

Programın
amacı:

- Hayat boyu öğrenme kalitesinin artırılması,
- Avrupa hayat boyu öğrenme alanının oluşturulmasının desteklenmesi,
- Dil eğitimi ve çeşitliliğinin ve hayat boyu öğrenme kapsamında bilgi toplumu temelli içerik ve uygulamaların desteklenmesidir.

Alt programlar şu şekildedir:

Sektörel alt programlar:

Ortak konulu programlar:
5. Politika işbirliği, dil eğitimi, bilgi toplumu temelli eğitim, bilgi paylaşımı.
Jean Monnet (Avrupa entegrasyonu konulu çalışmalar):


6. Jean Monnet eylemi, Avrupa entegrasyonu alanında çalışan kurumlara destek, eğitim kültür alanında çalışan kurumlara destek.
Programdan faydalanan kesimler:

  • öğrenciler,

  • öğretmenler,

  • yöneticiler,

  • eğiticiler,

  • iş piyasası kapsamındaki kişiler,

  • eğitim veren kurum ve kuruluşlar, politika oluşturucular,

  • yetişkinler,

  • işletmeler,

  • sosyal taraflar,

  • rehberlik hizmeti verenler,

  • dernekler,

  • araştırma kurumları,

  • kar amacı gütmeyen kurumlar,

  • STK'lardır.


Türkiye, Hayat boyu Öğrenme Programına katılmaktadır. Bu alanda sorumlu kuruluş AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'dır.


Topluluk programlarından Gençlik Programının  amacı:

  • gençlerin aktif vatandaş olmalarının desteklenmesi,

  • gençler arasında dayanışma ve hoşgörünün teşvik edilmesi,

  • farklı ülkelerdeki gençler arasında karşılıklı anlayışın desteklenmesidir.

0 yorum:

Yorum Gönder